Ege’de “Atatürk ve Bilim” isimli konferans düzenlendi
Ege Üniversitesi (EÜ) “Cumhuriyet ve Atatürk Günleri” kapsamında Meslek Planlama ve Muvaffakiyet Koordinatörlüğü, Hemşirelik Fakültesi ve Meslek Söyleşileri Toplumsal Aktiflik ve Kültür Sanat Komitesi işbirliğiyle “Atatürk ve Bilim” isimli konferans düzenlendi.
Moderatörlüğünü Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asiye Akyol’un yaptığı konferansta, konuşmacı olarak Atatürk Araştırmacısı Dr. Eren Akçiçek yer aldı. EÜ Hemşirelik Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen aktifliğe Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Dönmez, Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Fahriye Vatan ile Doç. Dr. Eda Dolgun, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Konferans öncesi Arş. Gör. Dr. Nilay Orkun’un danışmanı olduğu Ege Hemşirelik Topluluğu tarafından Cumhuriyet’in 100’üncü yılına özel olarak kırmızı-beyaz giyinme ve yaka kartı dağıtma aktifliği düzenlendi. Aktiflik hasebiyle iştirakçiler, konferansa kırmızı-beyaz renklerinde kıyafetlerle geldi.
“Yer Gök Kırmızı Beyaz”
Projeyle ilgili konuşan Arş. Gör. Dr. Orkun, “Topluluk olarak birinci toplumsal sorumluluk projemiz olan ‘29 Ekim’de Yer Gök Kırmızı Beyaz’ı gerçekleştirdik. Öğrencilerimiz proje kapsamında her basamakları kendilerine ilişkin olan yaka kartlarını hazırladılar. Misyon alan ve emeklerini esirgemeyen idare heyetindeki öğrencilerime çok teşekkür ediyorum. Bu aktifliğe kırmızı ve beyaz renklerini giydiğiniz için siz iştirakçilere da çok teşekkür ediyorum” dedi.
Konferans, hürmet duruşunun akabinde İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Sonrasında Moderatör Prof. Dr. Asiye Akyol, konuşmacı Dr. Eren Akçiçek’in özgeçmişini takdim etti.
Konuşmasına konferansa katılan öğrencilere seslenerek başlayan Dr. Akçiçek, “Her Hemşirelik Fakültesi’ne gelişimde farklı bir sevinç ve gurur duyduğumu tabir etmek istiyorum. Tıp Fakültesi mezunu olmama karşın buraya gelmek bana farklı bir kıvanç veriyor. Sevgili gençler, yarınlar sizin olacak. Yarının Türkiye’sini siz yönetim edeceksiniz. Vakitle gücünüzü kaybetmeyin. Ülkenin sizlere muhtaçlığı var” dedi.
“Ordu bilimle yönetildi”
Bilimsel olma yolunda amaçlardan bahseden Dr. Akçiçek, “Bilim Cumhuriyeti’nin maksatları olarak ülkenin üniversitelerinin gerçek bilim merkezi olarak çalışmaları, milletlerarası bilimsel çalışmalara faal iştirak göstermeleri, bilimsel bilgilerin halka yayılmaları konusunda en büyük rolün üniversite ve öteki eğitim kurumlarına düşmesinden bahsedebiliriz. Atatürk, güçlü orduların mağlup edilerek Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının sırrının da ordunun yönetilmesinde bilimin temel alınmış olması olduğunu söyler” diye konuştu.
Cumhuriyet devrinde yeni bilgi hâkimiyetine geçildiğini aktaran Dr. Akçiçek, “İstanbul’da kurulan Darülfünun bugünkü manasıyla yüksekokul yahut üniversite manasına geliyor. 1872’de kapatılıyor. 20 sene kapalı kalıyor ve münasebetiyle 20’nci yüzyıl başlarında açıldığı vakit yeni ve eski bilgi birlikte ortaya çıkmış oluyor. Atatürk Cumhuriyeti bir bilim cumhuriyeti olarak tasarlamıştır. Bu ikili yapı cumhuriyet kuruluncaya kadar devam etmiştir. 1933 yılında Üniversite Islahatı ile yeni bilgi hâkimiyeti ilan edilmiş oluyor. Atatürk devrinde İsviçreli eğitimci Albert Malche Türkiye’ye davet ediliyor ve rapor hazırlaması isteniyor. Raporunda üniversitenin bilimsel zihniyeti oluşturmakla yükümlü olduğunu ve bunun dışında kurtuluş yolu olmadığını söylüyor. Daha sonra da üniversite sıkıntısının Türkiye’nin fikri, manevi ve toplumsal gelecek sorunu olduğunu belirtiyor. Türkçe yayınları ve metotların eksik olduğunu ve ezbere dayalı eğitimin gerçekleştiğini o vaktin Türkiye’sinde saptıyor. Eğitimin Türkçe olmasını lakin bir yabancı lisanın de öğrenilmesi gerektiğini söylüyor” dedi.
“Eğitimde bayan ile erkek eşitliği oluşturulmuştur”
Atatürk’ün önderliğinde bilimi yayma gayesiyle yapılan çalışmalara değinen Dr. Akçiçek, “Atatürk devrinde Avrupa’ya çok sayıda öğrenci gönderilmiş, Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkarılmış, eğitim laik çizgiye getirilmiş ve eğitimde bayan ile erkek eşitliği olmuştur. Osmanlı’da bayanlarda okuma yazma oranı yüzde 1, erkeklerde ise yüzde 7’ydi. Atatürk’ün de okuma-yazmaya verdiği paha çok kıymetlidir. Bu hususla alakalı şöyle demiştir: ‘Bir milletin yüzde 80’i okuma ve yazma bilmezse bu ayıptır. Bu millet utanmak için yaratılmış bir millet değildir’ demiştir” diye konuştu.
Konferans sonrasında Hemşirelik Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Eda Dolgun, Moderatör Prof. Dr. Asiye Akyol ve Konuşmacı Dr. Eren Akçiçek’e teşekkür dokümanlarını takdim etti.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
News
